Home > İnceleme - Analiz > İnceleme: Petrov’s Flu – Petrov Grip Oldu

İnceleme: Petrov’s Flu – Petrov Grip Oldu

Petrovy v Grippe (Petrov’s Flu) – Petrov Grip Oldu
Yönetmen: Kirill Serebrennikov

Neon ışıklarıyla süslenmiş Sovyet mirası kasvet dolu sokaklar, baldırı çıplakların perspektifinden yozlaşmış Rusya bürokrasisi ve bilincin hamallığı olarak çocukluğumuz…

Petrov’un halüsinasyonları arasında sıçramalar yaparak bizi yanında sürükleyen eser sosyal maneviyatın en yoğun işlenebileceği bir aracın içinde halk otobüsünde bizi karşılıyor. Dış kaynaklardan etkilenerek yaratılan halüsinasyonların ilkinde Rus oligarşisini cezalandıran Petrov’u ve onu izleyen, dileği gerçekleşmiş insanları görüyoruz.

Sovyet özlemlerini dillendiren, pedofili bir ihtiyarı savunan, geçmişe küfür eden veya bugünü keşkeleriyle yaşayan insanların yoğun duygularının arasında öksürerek, ateşi çıkmış vaziyette onlara eşlik etme gayretinde olan Petrov’un bir metafordan bir diğerine cenaze aracına geçişiyle devam ediyoruz.

Yılbaşı süslemeleriyle ışıklandırılmış, votka içip gülüşen iki ihtiyara eşlik eden Petrov’un arkeik, nostaljik hatıralarını veya zihninin ona izin verdiği kadarıyla fikirlerini dinleriz. Nereden geldiğini veya nereye gittiğini bilmeden mekan-zaman bükülmeleriyle yolculuğunu sürdürdüğümüz eser her gittiği yerde siyasi hicivleri ve klişelere vurulan ağır sindirmesi zor eleştirileriyle bizi de yanında taşıyor…

PETROV'UN EVİ

Petrov’un ‘eski’ eşine -Petrova- ilk olarak halüsinasyonlarından birinde rastlıyoruz. Şeytani imajlar çizen, umursamaz ve sorumsuz bir kadındır. Petrov’un korkularını ve endişelerine tanık oluruz bu sahnelerde. Petrova, kütüphanede yoğun saatler boyunca çalışan, çocuğuyla yaşayan bir kadındır.

Kütüphanede şair ve yazarların söylevleri yüzünden mesaisini uzattığı bir gecesine tanık oluruz. Çocuğuna eve giderken ona çarpan bir otomobil veya ona saldıran bir sapığın olup olmadığını sorar. Derslerinde pek başarısız olan çocuğun sınav notunu öğrenir.

Ardından tanımadığı bir adamla sevişmeye başlar. Petrov’un korkularını onu görmeden kaygılarıyla birlikte bizi de bambaşka bir mekana postalamışken izleriz. Şiir söylevinde çıkan bir tartışma sonrası Petrova’dan yardım isteyen katılımcıya suskunlukla eşlik eden Petrova’nın iblisleşmiş doğaüstü güçlerini ortaya çıkardığını, gözlerinin kapkara olduğunu ve tacizlerle, sapkınlıklarla dolu iş yerinde ataerkil düzene mesaisinin gerekliliğiymişçesine yerle yeksan ettiğini görürüz. Öte yandan Petrov’un oğlu kendinin bir yanılsamasıdır. Başarısız ve evdeki kadına yük olan bir erkek modeli olan çocuk Petrov’un sık sık ziyaret ettiğimiz çocukluğunun günümüz Rusya’sında yaşayan bir versiyonudur…



70'LER VE ASPİRİN

Hakikat her geçen dakikada eski bir dosta dönüşürken gerçek bize uzak silüet olarak görünmeye başlıyor. Petrov’un koruyucu melekliğini üstelenen ‘HADES’ ile çat kapı bir misafirliğe doktora tezini tartışmak üzere sürükleniyor. Hastalığı şiddetli bir biçimde nükseden Petrov, Hristiyanlığın Paganizmin dallandırılıp budaklandırılmış bir hali olduğunu, Rus hükümetine karşı ateşli söylevlerde bulunan ev sahibinden istediği 77 senesinden kalan Aspirinle tekrar mekanlar ve zamanlar arasında gitgeller yaşamaya başlar.

Tarihini artık var olmayan bir devletten alan ilaç ile Petrov’un çocukluğunu ve çocuğunu, Petrova tarafından öldürülen insanları izleriz…

Folklorik çocuk kıyafetleri, Sovyet marşlarının, devlet televizyonundan yayınlanan çizgi-dizilere karşı özlem çeken Petrov’un filmin ilk yarısının bitimine yaklaşırken ateşi düşmeye başlar. Şimdiki zamana sancılı bir geçişin izleriyle birlikte artık yeni dünyayı ve Petrov’un özlemini çektiği, halüsinasyonlarında kaybolduğu çocukluğu yerine masumiyet verasetini imzalayan kapitalizmin işgali altında her yerde süper kahraman kostümleriyle dolaşan, ellerinde teknolojik oyuncaklar olan çocukları görürüz…

KLİŞELER, KAFKA VE HAKİKATIN ERDEMİ

Eser bize sunduğu ilk yarısıyla birlikte Petrov’un düşmeyen ateşi, çocukluğundan gelen bir masal karakteri olan Kar Bakiresine sorduğu “Gerçek misin?” sorusundan aldığı “Evet” cevabına olan sadakati, ailesi ve yaşamakta olduğu toplumun iç burkan halini sunuyor.

Son olarak değinmek istediğim çevremde oldukça sık rastladığım formalizme olan tutku ve takıntıları nedeniyle izledikleri film veya okudukları kitabın yazarı gibi hayatlarını şekillendiren insanlara mizahi üslubuyla cevap veriyor. Petrov’un yazar dostu tüm eserlerini masanın üzerine toparlamış intiharın arifesinde Petrov’a intiharı ardından yapacağı işlerin talimatını verir. Kafka gibi ölümünden sonra ün kazanacağını düşünen ‘yazar’ Petrov’un arkadaşından kalan yazılarla birlikte bütün evi ateşe vermesiyle Kirill Serebrennikov’un içinde bulunduğumuz camia içerisindeki ‘homo novus’a tatlı bir eleştirisi oluyor…

YÖNETMEN HAKKINDA DİPNOT

Kirill Serebrennikov, Putin yönetimine karşı ağır eleştirileriyle olduğu kadar ‘Yeni Rusya Sineması’ için usta sıfatı nişanını almış bir isimdir. Uzun süren ev hapsi ve yurtdışına çıkma yasağıyla da gündemimizde olan yönetmen toplumsal ve bürokratik yozlaşmaları gündeminden düşürmeyen Andrey Zvyagintsev, Sergey Loznitsa, Cristian Mungiu gibi Post-Modern Sovyet sinemacılarının geliştirdikleri üsluba aykırı düşmeyerek ülkelerine karşı aldıkları bilinçli sorumlulukla birlikte toplumun negatif evrimine ışık tutuyorlar.

Yalnızca Rusya toplumuna özgü olmayan, negatif evrim sürecine giren yeni insan profilini eskiyle mukayese ederek eleştirmesini biliyorlar. Her şeyin normalleştiği, kırıcı, paspal, terbiyesiz ve tembel olmanın moda olduğu günümüzde ‘Eski İnsan’ın tecrübeleri, deneyimleri ve estetik derslerini takip etmekte fayda var…