Home > İnceleme - Analiz > İnceleme: Emilie Muller

Döneminde kendi dalında pek çok ödül almış, Yvon Marciano imzalı, Fransız yapımı, 20 dakikalık, seyir zevki oldukça yüksek, tek mekan çekimli kısa filmimiz Emilie Muller!

Filmimiz, karakterimizin oyuncu seçmek için yapılan bir mülakata katılmasıyla başlıyor. İsminin ve isminin gerçekten O’nun adı olup olmadığının soruluşunun ardından bunu tamamen rastgele bir süreç izliyor. Seçmen, karakterimize çantasının içindekileri göstermesini istiyor. Devamında sorulan sorular ve aldığımız yanıtlar; Emilie’nin sempatik gülüşü, içten vurguları, kendisine ve eşyalara dair anlattığı hikayeler filmin sürekliliğini sağlayan en önemli unsurlardan. Finalde içindeki nesneler üzerine konuştuğu çantanın O’na ait olmadığını öğreniyoruz. Bu final çoğumuza yaptığı gibi elbette seçmeni de etkiliyor ve hemen henüz salondan ayrılmış Emilie’yi bulmak için dışarı koşuyor.

Şimdi genel akışı kenara bırakıp biraz ana karakterimiz üzerine konuşacağım. Çekindiği şeyler vardır karakterimizin, bunlar gizli kalır açıkça göremeyiz. Çantasının içindekileri göstermesi istenildiğinde O’na ait olmamasına rağmen rolü kaybetmekten belki de korktuğu için çantam yok diyemeyip başkasının çantasıyla devam etmeyi göze alışında bunu sezeriz. Az önce de değindiğim gibi filmde eşyalar üzerinde anlatılan hikayeler var. Bu hikayeleri biraz daha incelersek hem bu çekinceleri hem de karakterimizin kendisiyle ilgisi olmayan eşyalar üzerinden kendini anlattığını ya da bunlar üzerine sıfırdan kurgular ürettiğini görürüz, ki ikisi de oldukça takdire değer, oyunculuk için önemli özelliklerdir.

Emilie’nin ilerleyen dakikalarda çantasından bir elma çıkardığını görürüz. Bu elmayı manavdan aldığını söyler, gerçek midir bilemeyiz ama yakın zamanda gördüğü çeşitli meyvelerden etkilendiğini gözlerinden anlarız.

Çıkardığı gazeteden iş ilanı aradığını, zaman zaman garsonluk, oda temizlikçiliği yaptığını hatta şimdi de düzeltmen olarak çalıştığını söyler. Doğru mu söylüyor bilemeyiz ama yine emlak ilanlarından yola çıkarak anlattıklarıyla bir evi olsun istediğini, dinginlikten yana olduğunu anlarız. Özlem duyduğu şeyler vardır, aileye düşkündür. Muhtemelen bir genç kadının sevgilisine sarıldığı bir fotoğraf görür ve bu kadını annesi olarak kabul eder böyle olmasını diler, babası hariç biriyle mutlu olduğuyla özdeşleştirir. Kanımca bir çekincesi de burada kendini gösterir. Annesinin, gerçekte kötü ilişkisinden kaynaklı mutsuzluğuna içerlenir ama bir kurgu bulur ve mutlu olduğunu var sayar buna sevindiğini söyleyerek devam eder. Ona gerçekten bir arkadaşı yüzük verdi mi bilmiyoruz ama ölümün O’na ağır geldiğini biliyoruz. Uçak bileti olmasa da mezarlıklarla bir alıp veremediği vardır. Not defteri onun olmayabilir ama Jules Renard okuyordur yazma işini benimsemiştir. Arkadaşları için sigara taşıdığını söyler, sakındığı noktalardan biri de burasıdır. Pek tabii kendi içtiğini söyleyerek diğer eşyaya geçebilirdi ama yapmadı kendine sigarayı yakıştıramadığından arkadaşları için taşıdığını söyledi ya da sadece böyle demenin daha etkileyici olduğunu düşündüğü için. Brezilyadan gelen kartpostalda gerçekten bir rahibenin rahiple evlendiğini mi yazıyordu bilmiyoruz fakat Emilie bu öyküden kesinlikle etkilenmiştir.

Sinemada biraz bunu yapıyor işte. Çantasından çıkan şeyler bizim hayatımızda ne kadar ilgilidir bilinmez ama bir şekilde yorumlar, üzerine güleriz. Sonra da askıya alıp çıkarız, gittik sansak da yine peşimize birini gönderir bulur bizi. Bu peşimizden gelen dediğim, aklımıza takılan bir replik ya da aniden gözümüzün önüne gelen bir sahneye denk düşebilir. Hatta belki şöyle oluyor, Emilie’nin sakıncaları gibi bizler de sinemayla önümüze çıkan kurguları kendimize göre evirip güvende hissediyoruz.

Sinema özelinden çıkıp daha geniş açıdan baktığımızda ufak bir yazgı çağrışımı olarak da ele alabiliriz aslında Emilie Muller’i. İstediklerimize ulaşmak için bazen tanımadığımız yollara sapmamız gerekebilir, hayat bize bunu verir ve bu yollarda sürprizlerle karşılaşabiliriz. Onları iyi kullanabilmemiz çoğunlukla kullanmak isteyip istemediğimizle ilgilidir.

Emilie istedi, çok da iyi başardı.