Roberto Rossellini’nin, Il generale Della Rovere (1959) filminde Bardone yahut Grimaldi nam
zat oyuncumuz türlü sahtekârlık işleriyle meşgul olan düzenbaz bir yaşlıdır. Ağır sayılacak biçimde
yakayı ele verdiğinde, Naziler tarafından kendisine işbirliği teklif edilir. Naziler tarafından sağ ele
geçirilmesi planlanan lâkin öldürülmüş olan General Della Rovere’nin yerine geçerek, yakalanmış gibi
hapishaneye gönderilecektir. Onun ölümünden haberdar olmayan direnişçilerin onunla temas
kurması ve özellikle Fabrizio isimli bir direnişçinin açığa çıkması için sadece General Della Rovere
rolünü oynayacaktır. Gerisine Nazi’ler ulaşabilir… Fellini’nin deyimiyle “Büyük de Sica”nın başrolünü
oynadığı film gerçek bir hikâyeden esinlenerek yazılmış bir romandan uyarlanmış ve yanlışlar
içerisindeki de Sica gerçekten de büyük…
Kendi yüzüyle kendisini maskeleyen
Hücresinde uyuyan General Della Rovere hava saldırısını haber veren siren sesleriyle korku
içinde uyanır. Ardından bombardıman başlar ve kahramanımız ne yapacağını bilmezlikten korku
içinde kapıya yönelir: “ Kapıyı açın! Kapıyı açın!”.
Generalin hücresinden gelen sesi duyan ve pek de korku emareleri göstermeyen tutuklular bu
“direniş eylemine” (!) katılım göstererek kapıları yumruklayarak hep birlikte bağırırlar: “Açın kapıyı”.
General özel gözetim altında olduğu için kapısı açılır. Onun General olmadığını bilmeyen
gardiyana gayet ciddi bir tavırla “ Onları sakinleştirmemiz lazım. Açın kapıyı.” der: “Dostlarım, ben
General Della Rovere. Biraz şerefli olun ve kendinizi kontrol edin! Adam gibi davranın! Bu domuzlara
onlardan korkmadığınızı gösterin! Asıl onlar korkmalı! Düşen her bomba onları sona daha da
yaklaştırırken bizi de özgürlüğe yaklaştırıyor.”
Uyanırken muhtemelen salt korku, kapıyı çalarken Bardone ve kapıdaki yüzün karşısında
General Della Rovere olur kahramanımız. Kapının gözetleme deliğinin açılmasıyla rolüne geçiş yapar
ve rolüne geçiş yaptığı yerde de kaçmak istediği korkudan bir adım ötede rol de oynamıyordur.
Kendisiyle mi, Nazilerle mi yoksa tutuklu direnişçilerle mi işbirliği içindedir? Cevabın ilki olduğunu
sadece kendisi bilir ama açığa çıkan manzarada Nazilerle işbirliği açıktır ve tumturaklı söylevinde de
direnişçilerle. Bu tek yüzlü iki manzara ise sadece aslolan manzarayı, kahramanımızın korkusunu
gizlemektedir. Gözetleme deliği açıldığında Nazilerle ve sesiyle direnişçilerle işbirliği ifade eden yüz,
gözetleme deliği açılmadan korku içinde kendisini taşımaktadır. İroni kendisini tüm bilinenler içinde
en bilinenle örterek gözden yiter ve göze açılır.
Fazladan bir ölü yahut fazladan bir kahraman yahut da ironinin hep arta kalan fazlalığı
“…Üzerimizdeki kostümün taşıdığı düşüncelere az çok katılmaksızın bir ömür boyunca belli bir
kostümü geçiremeyiz sırtımıza: ‘Sebep ikameleri’ ve yarıda kalmış her türlü ihtida kuşkusuz buna
dayanır. İkili oynayan ironi meraklısı, dogmatizmin musibeti olan, yanılsama ile hakikatin, riyakârlık
ile iyi niyetin tam ortasında yer alan, içten yalancılardan mürekkep o müphem güruha mensuptur.
Samimi yalancıların prensi Don Kişot, iyi niyetli dalkavuklar, Madam Bovary ve sevdalı ironi meraklıları
bu güruhta yer alır. Doğru sözlü müdür bu kişiler yoksa komedi midir oynadıkları? Kesin bir şey
söylemek güç, zira yalanın doğrulukla ilişkisinde hiçbir şey tek anlamlı değildir.” (2)
Fabrizio açığa çıkarılamaz ve General giderek artan işbirliği dayatması altında kendisini
kurtarmaya çalışa da beceremez. Son raddede direnişçilerin öldürdüğü bir Nazi’ye karşılık olarak
öldürülecek on kişiden, on birincisidir! Eldeki Yahudi kıtlığından ötürü sadece üç Yahudi bulunan bu
topluluktakilerden biri Fabrizio’dur büyük ihtimalle. General hâlâ onu arar gibidir kendisini kurtarmak
için. General vazgeçer ve kurşuna dizilmeye doğru ilerler. Nazi subayına da aldırmaz ve kendisi için
ayrılmayan (!) on birinci yerde kurşuna dizilir. Bu durumun nedenlerini irdelemeyeceğiz neden yapar,
hadisenin trajik oluşu ve burada arta kalan mesele bizi ilgilendiren.
General kendi komplosuna ihanet eder; her ne kadar Nazilerle işbirliği dolayımıyla bu
komplonun parçası olsa da paçasını hapisten kurtarmak için bulaştığı bu komplo giderek hayatını
kurtarmaya çalıştığı için kendi komplosu hâline gelmiştir, ihanet paçasına ve kendisinedir. Ancak bu
ihanet direnişçilere bir kahraman ve Nazilere de çözülmez bir düşman örneği bırakmıştır. Her türlü
işkenceye, cefaya katlanmış ve konuşmamış, cesurca ölüme gitmiştir! Burada da yine tek yüzlü iki
manzara aslolan manzarayı, kahramanımızın içsel muhasebesinin vardığı yeri örtmektedir. Kendisini
en bilinenler içerisinde gizleyerek, kendisine açılır, kendi komplosuna ihanet eder. Hainliği kendiliği
içindir ve sonucu kendisinde ve kendisinden başka yerde yansımaktadır. Eylem burada mutlak olarak
sonucundan arta kalmaktadır, anlam ölümün ötesine geçerek müphem bir aşikârlıkla yüzünü gösterir.
Anlam fazladan bir ölü ve fazladan bir kahraman olarak arta kalarak yaklaştığımız yerde mutlak en
uzağa sıçrar. Trajik hadise burada trajik olan sondan ziyade hayatın tümüne yansıyan ironik bir
başlangıç hâline gelir. Başlangıcı sonda öğreneceğimiz yerde son kendisini mutlak sona atar.
Yanlış General
Filmin Türkçe adlandırması bu şekilde ve bu ad ikili oynamayı ve belki de daha doğrusu
olabileceğini söyleyeceğimiz üçüncü oynamayı da içerebilir. Yanlışın, doğru gibi tek bir şeyi işaret
etme zorunluluğu yok sonuçta, sarihlikten ziyade müphemlikle birçok yönden işaret edebilir. Naziler
için yanlış seçilmiş, beceriksiz bir işbirlikçi; direnişçiler için yanlış bildikleri doğru; kendisi için bile
yanlış olduğuna kanaat getirerek kendi komplosuna ihanet eden bir Yanlış General.
(1), (2) V.Jankélévitch, İroni, s.149