Home > İnceleme - Analiz > İnceleme: The Castle of the Living Dead

İnceleme: The Castle of the Living Dead

“Yaşayan Ölülerin Kalesi’ne girmeye cesaretin var mı?”

Film: Il Castello Dei Morti Vivi (The Castle of the Living Dead)

Yönetmen: Warren Kiefer & Lucianno Ricci

Warren Kiefer ve yönetmen yardımcısı Lucianno Ricci‘nin İtalyan-Fransız ortak yapım olan 1964 çıkışlı Il Castello Dei Morti Vivi (Yaşayan Ölülerin Kalesi / The Castle of the Living Dead), yaşamını korumanın sırrını bulan Count Drago adlı bir adam hakkında aktarılmış, oldukça cesur bir korku gerilim filmi olarak öne çıkıyor. New Jersey’li Warren Kiefer’ın ilk yönetmenlik denemesi olan filmde, Kiefer’ın devlet sübvansiyonu alabilmesi için bir İtalyan yönetmene ihtiyacı olmasıyla Lucianno Ricci takma adıyla Herbet Wise, ikinci yönetmen olarak koltuğa oturuyor.

Siyah beyaz sinematografisi ile gotik öğelerin yer aldığı film, birincil mekan olan gerçek bir şatoda geçiyor. Avrupa’da savaş sonrası durum olarak; bir anlatıcı hikâye anlatır ve savaş bitmesine rağmen cinayetlerin durmadığından bahseder. Bir tiyatro grubu, bir pazar yerinde çeşitli numaralar yapar. İzleyicilerden birinin heyecanlanması üzerine bu tiyatro oyuncularına özel bir performans sergiler ve 3 altın vaat edilen bir zarfı verir. Oyuncular bunu kabul eder ve şatoya gittiklerinde bazı karanlık sırların saklandığı o malum  şatonun tehlikeli lordu Count Drago ile tanışır.

Count Drago bu oyuncuları şatosuna davet eder ve bu insanların bilmediği tek şey; Drago’nun bütün insan ve hayvanları mumyaladığıdır.

The Castle of the Living Dead 1

Christopher Lee, yaşadığı yıllar boyunca oynadığı kötü adam rollerinde izleyiciyi kendine büyülemiş saygıdeğer bir aktör. Filmografine bakıldığında Drakula serisinden The Mummy’e, Crypt of the Vampire gibi çeşitli korku filmlerinde yer almış ama nedense The Castle of the Living Dead filmi, diğer filmlerin yanında kendini pek gösterememiş diye düşünüyorum. Bu filmdeki performansı da bir o kadar başarılı ve 19.yüzyıldan kalma Count Drago’yu usulüyle canlandırıyor. Count Drago’nun şatosunda her türden hayvanla dolu ve hantal uşağıyla birlikte yaşamaktadır. Eğer bu şato size ürkütücü geliyorsa film bunu başarmış demektir. Bu, filmi daha da değerli kılıyor. Gotik motifleriyle kullanılan bileşenler filmi izlediğinizde seyir zevkini sonuna kadar yaşatma garantisi veriyor.

Filmin diğer kadrosunda Gaia Germani, Philippe Leroy, Mirko Valentin, Antonio De Martino, Luigi Bonos, Renato Terra, Jacques Stany, Luciano Pigozzi ve Ennio Antonelli paylaşıyor.

The Castle of the Living Dead 2


Donald Sutherland filmde 3 rolü canlandırıyor.

Usta aktör Donald Sutherland‘in küçük bir rolüyle yer aldığı 1963 çıkışlı The World Ten Times Over filmi harici kendisinin ilk filmi olan The Castle of the Living Dead’de canlandırdığı üç rolüyle aklımı başımdan aldı. Sgt. Paul, The Witch ve The Old Man karakterlerini canlandırıyor Sutherland ve filmde en az Christopher Lee kadar başrol paylaşıyor. Benim için özel bir deneyim olan Donald’ın bu filmdeki oyunculuğu epey arşa çıkıyor olacak ki, cadıyı canlandırdığı sahneye kadar kendisinin olduğunu anlayamamam bu da benim ayıbım olsun. Count Drago tarafından davet edilen oyuncular, yolda yaşlı bir cadı ile karşılaşırlar ve cadının, oyuncuların şatoya gitmemesi için önceden uyarsa da uyarılarına kulak asmadan yollarına devam ederler. Sonra bütün olaylar şatoda gelişecektir.

Il Castello Dei Morti Vivi (The Castle of the Living Dead); türü içinde orijinal olduğunu düşündüğüm İtalyan gotik korku filmi. Warren Kiefer’ın ilk yönetmenlik denemesi olduğu ve gotik korku öğelerinin yer aldığı filmlerden hoşlananlara tavsiye edebileceğim bir film olarak kayıtlara geçebilir. Ayrıca Donald’ın başrol olarak oynadığı ilk filmin The Castle of the Living Dead olması bir yana, Warren Kiefer’ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği bu filmde buluşmaları her iki isim için de güzel bir deneyim hakkı doğmuş oluyor. Aynı zamanda Donald’ın yönetmenin soy ismini beğenip oğlunun adını Kiefer (Sutherland) koyması başlı başına nefis bir detay. Listelerinize şimdiden kaydetmeyi unutmayın.