Natural Born Killers – Katil Doğanlar, yer yer siyah yer yer beyaz görüntüleriyle kan ve müzik dolu aşk hikayesi. Keyifli ve akıcı bir suç filmi ya da travma dolu çocukluğun getirileri. Hakkında böyle pek çok şey söyleyebileceğimiz Katil Doğanlar, sinemanın güneş yılı 1994’e katkı sağlayan özel eserlerden. Oliver Stone yönetmenliğinde çekilmiş filmimiz öyküsündeyse içeriğindeki kanla da aklımıza adını getiren Quentin Tarantino imzalı. Hatta Tarantino filmin kendisi yönetmenliğinde daha iyi çekileceğini söylemiştir. Naçizane fikrim film müziğinin çok eğlenceli olduğu yönünde olduğundan besteciyi de anmak isterim. Brent Lewis çok başarılı bir iş çıkarmış. Kadromuz böyle güzel oyunculuklara ilerde değineceğim. Şimdi aldığı ödüllere geçelim. Venedik Film Festivali’nden iki ödülle döndüler; biri Juliette Lewis’in kazandığı En İyi Aktris ödülü bir diğeriyse Oliver Stone’un kazandığı En İyi Yönetmen (Özel Jüri Ödülü). Söylemek isterim ki baş karakterimiz Mickey Knox’u canlandıran Woddy Harrelsen’ dan önce rolü Brad Pitt reddetmiştir ve Juliette Lewis küçük yüzüyle çok güzel iş çıkarmış. Bu hızlı filmin çekimleriyse yalnızca 56 gün sürmüştür.
Minik bir kafedeki dans sahnesinin ardından akrebin arabayla ezilmesi, ölmüş bir geyik, bozuk bir araç ve kanlı bedenler arasından bir şanslı kişinin cinayetleri anlatması için temiz kalması ile açılışı yapıyoruz. Aslına bakılırsa zaman çizgisinde bu sadece ilerden bir kesit her şey Mallory’in babasından taciz görürken annesi buna sessiz kalırken eve et getiren Mickey ile başlıyor. Bu ev içi taciz olayına en sondaki kesitte de ünlü bir vakanın görüntüleriyle tekrar değiniliyor. İkili arasında oluşan çekim dolayısıyla güzel bi kaçışları oluyor. Bu evde gördüğü kötülüklerin öcünü ilerde ikisini de öldürerek alacaktır Mallory. Biz senaryonun güzelliğini bu şekilde izlerken kırmızının ve sarının ağır bastığı bol ışıklı ve tozlu sahneleri izlemek ayrı keyifli.
Engelleri yıkmaya, kuralları çiğnemeye susamış; buna adeta korkunç bir arzu duyan bu çiftimiz hızlı bir hayat yaşıyor araya giren sanrılar düşler bize olayın esasında yüzeysel olmadığını çok daha derin psikolojik temelleri olduğunu gösteriyor. Gelelim ana akışa, Mickey ve Mallory gittikleri her yere ölüm götürüyorlar bir kişiyi de başta yaptıkları gibi hikayelerini anlatması için sağ bırakıyorlar.
Gördüklerini, ufak hatalar yapanları, sinirlerini bozanları kısaca çok kişiyi öldürüyorlar. Arada geçen bazı diyaloglar ilginizi çekebilir. Özellikle bazı sahneleri gözüktüğünden daha dramatik -mesela köprüde evlendikleri ve yılanlı yüzüğün takıldığı sahne- ve daha düşündürücü olabiliyor -Kızılderili çadırında geçen konuşmalar gibi- hatta pek çok yerde Charles Manson ile eşlikler bile mevcuttur.
Knox’ların hep peşlerinde olan ilgisini çok çeken gazeteci Wayne Gale, en başından beri ikilinin peşlerindedir ve sonunda emeline ulaşır onları kapana kıstırır tam burada ilginç bir şey olur çünkü Mickey ile röportaj yapmak ister ve o da kabul eder. Bu esnada Mallory hapistedir. Konuşurken Mickey kendisini üstün görür aynı zamanda çok hassastır. Müritlerinin olduğunun farkındadır. Bunu kullanmayı da bekler cinayet ve vahşet güzellemeleriyle dolu konuşmalar yapar katil olarak doğduğunu söylediğindeyse cezaevinde bu konuşmayı dinleyen suçlular galeyana gelir ve isyan çıkar.
Robert Downey Jr.’ın oynadığı reyting meraklısı Wayne Gale’e göre hava hoştur konuşma son derece etkileyici olmuştur katille kucaklaşır teşekkür eder ayaklanmayı ciddiye almaz. Oldukça hırslıdır, yayının durdurulmasına hiddetle karşı çıkar. Mickey ve Mallory ise oldukça soğukkanlıdır.
Başkaldırı iyice büyür, polisler yetersiz kalır bu sıra Mickey sessizliğini bozar dalgınlıktan yararlanır eline bir silah geçirir ve saldırıya başlar. Bir kamera ister ve yaptıklarını canlı yayında kaydettirir. Oldukça sistematik ve profesyonel çalışır tıpkı bir tarikat lideri gibi. Ahkam kesmekten hoşlanır, Wayne Gale’i yanına alır ve Mallory’in hücresine giderler elbette biraz arbede ve kavuşurlar.
Buradan sonra inanılmaz işkenceler görüyoruz vahşetseverlerin hoşuna gidecektir. Wayne de çığırından çıkar o da defalarca şiddete başvurur. Burada insanların içinde öldürme duygusu varmış ve bunu ortaya çıkartmaya çalışmalı bir alt metin gözümüze çarpabilir bunun yalnızca adrenaline olan bağımlığımızın saptırılmış bir türevi olduğunu düşünüyorum. Müthiş bir çatışmanın duygusal konuşmaların ardından çiftimiz kaçmayı başarıyor Wayne planları -hikayeyi- anlatıp infaz ediliyor ve sayısız mahkum ölüyor. En son bazı kesitlerle ikilinin çocukları olduğunu bile görürüz.
Mickey’in evrensel bi amacı yoktu arbede çıkarmak gibi bi planı da yoktu yalnızca anlık planlarla yolunu buldu. Epey yara aldı, böyle doğduğunu söyledi, bir bakıma sadece doğasına uygun davranıyordu, bir ruh eşi vardı onu kendisinden çok seviyordu en azından böyle söyledi.