Scarface, 1983 yapımı bir suç, drama, gangster, aksiyon ve psikolojik gerilim filmidir; yönetmenliğini Brian De Palma üstlenmiştir. Film, sadece bir gangster hikâyesi sunmakla kalmaz, Amerikan Rüyası’nın karanlık yüzünü de ortaya koyan politik bir yorum içerir. Hikâye, hırs, güç ve para arzusu ile değişen Kübalı göçmen Tony Montana’yı (Al Pacino) merkezine alır.
1980 yılında sıradan bir göçmen olarak ABD’ye gelen Tony, hırsı, acımasızlığı ve korkusuzluğu sayesinde suç dünyasında hızla yükselir. Uyuşturucu ticaretine girer ve kısa sürede hem servet hem de güç kazanır. Ancak yükseldikçe, kurduğu imparatorluk içinde yozlaşır ve yalnızlaşır. Hikâyesi, Amerikan Rüyası’nın karanlık yüzünü yansıtır: Başarı uğruna sadakatini, aşkını ve arkadaşlıklarını feda eder ve bu, trajik çöküşüne yol açar.
Filmin başında Tony “eğlence” arayışındadır; ancak onun eğlencesi masum değildir. Sürekli öldürmekte ve uyuşturucu ticaretinde yer almaktadır. Arkadaşı Manny’nin yardımıyla, Miami’deki uyuşturucu baronu Frank Lopez’in yanında iş bulur. Frank’in haberi olmadan, Tony’nin eylemleri onun yükselmesine hizmet eder. Hırsı arttıkça Frank’i tehdit eder ve sonunda onu öldürür. Frank’in ölümü sonrası, Frank’in ortağı Elvira’ya aşık olur ve onunla evlenir. Yeni kazandığı güçle birlikte Tony, çevresindekilere kör olur; hırsı onu tüketir. Bu körlük, en değer verdiği kişiler olan eşi Elvira ve Manny’yi öldürdüğü kız kardeşi Gina ile ilişkilerini zedeler. Gina, Manny’nin ölümünden sonra Tony’nin yanında duramaz. Tony’nin trajik sonu, kız kardeşiyle eve dönerken bir suikastçı tarafından öldürülmesiyle önceden ima edilir; Tony artık peşine düşen biri olduğunu fark eder.
Filmin en ikonik sahnesi, “Küçük arkadaşıma merhaba de!” repliğiyle gelir. Tony, silahıyla düşmanlarına karşı koymaya çalışır; ancak silahı arızalanır ve savunmasız kalır. Kararlılığı sözlerinde de görülür: “Kurşunlar bana işlemez, vurun!” Sonunda arkasından biri gelir ve onu bir pompalı tüfekle öldürür. Bu sahne, Tony’nin gerçek düşmanının hırsı olduğunu en net şekilde gösterir.
Bana göre film şu güçlü mesajı verir: “Para her şeyi satın alabilir, ancak hırsını kontrol edemezsen sonun kaçınılmazdır.” Tony’nin eşinin ayrılmasına kayıtsız kalması, Manny’yi acımasızca öldürmesi ve annesinin “ölüm yakın” uyarısı, onun kaderinin önceden belirlenmiş olduğunu gösterir. En çok dikkatimi çeken ise Tony’nin güç uğruna her şeyi feda etmesidir. Hırsının itici gücü “Dünya senin” sloganıdır. Ancak Tony fark etmez ki herkesin dünyası farklıdır; ortak bir dünyayı kimse yönetmez. Sonuçta hepimiz kendi dünyamızın yöneticileriyiz.