Home > İnceleme - Analiz > İran’da Kadın Bedeni ve Gücün Karanlık Yüzü: Holy Spider Üzerine Bir Bakış

İran’da Kadın Bedeni ve Gücün Karanlık Yüzü: Holy Spider Üzerine Bir Bakış

Ali Abbasi‘nin Holy Spider filmi İran‘da kadınların yaşamını derinden etkileyen dini, kültürel ve toplumsal baskıları görünür kılmasıyla öne çıkmaktadır. 2000’lerde Meşhed’de gerçekleşen “ÖRÜMCEK KATİL” vakasından esinlenilen filmde kutsal şehir Meşhed’de seks işçilerini öldüren bir adamın hikayesini merkeze alırken aslında tek bir katilin değil bütün bir toplumun suç ortaklığını sorgular. Katilin cinayetlerini “dini görev” olarak meşrulaştırması dinin bireylerce nasıl araçsallaştırıldığını ve kadın bedeni üzerinde kurulan iktidarın ne denli ölümcül sonuçlar doğurabileceğini açıkça göstermektedir.

Feminist bir bakış açısıyla bakacak olursak film feminist gözükmeye çalışmış ama bunu açıkça başaramamıştır. Her ne kadar gazeteci Rahimi karakteri kadınların direnişini temsil etse de anlatının merkezinde yine erkek failin hikayesi var. Kadınlar çoğunlukla kurban ya da tanık konumunda kalıyor. İran toplumunda kadınların toplumsal rollerinin nasıl daraltıldığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Lakin filmin işleniş biçimine bakacak olursak katilin etrafında dönen, onun hayatını detaylandıran bir anlatım sunmaktadır. Bu noktada film feminist bir bakış açısı olmaktan çok dini ikiyüzlülüğe dair sert bir toplumsal eleştiri yapmaktadır.

Toplumsal açıdan bakıldığında Holy Spıder sadece İran’a değil tüm ataerkil toplumlara ayna tutuyor. Dinin ve ahlak söylemlerinin ardına saklanan şiddet bireysel bir sapkınlık değil toplumsal bir hastalık olarak sunuluyor. Aşırı uzun tutulmuş şiddet sahneleriyle yönetmen Abbasi seyirciyi rahatsız ederek toplumsal hastalık boyutunu fark ettiriyor ki yine de günümüzde hala varlığını sürdüren ve engellenemeyen kadın cinayetleri diye değişmeyen bir gündeme sahipken bu sahnelerin bu kadar açık ve uzun tutulması kabul edilebilir bir şey değildir. Filmde asıl korkunç olan cinayetler değil bu cinayetlere halkın verdiği onaydır. Hatta Saeed’i bir ahlak savaşçısı olarak görürler. Ve tüm bunları dinin altına sığınarak yapıyor olmaları dini kendi emelleri ve hatta kendi doğrularına göre yönlendirdiklerini açıkça gözler önüne seriyor. Bilindiği üzere dinde kasten insan öldürmek günah sayılır ama filmde halk Saeed’e destek naraları atıyor. Ölen kişinin tasvip edilmeyen bir yaşamı olması onun yaşamaya değer görülmeyen bir şeymiş gibi lanse edilmesi nasıl kabul görebilir?