Home > İnceleme - Analiz > İnsan İlişkilerindeki Acımasız Yin Yang: Masumiyet

İnsan İlişkilerindeki Acımasız Yin Yang: Masumiyet

Hapishaneden yeni çıkmış olan Yusuf, zamanında çok zarar verdiği ablasını ziyaret etmek için İzmir’e gider. Kaldığı pansiyonda hastalanmış bir kıza yardım eder. Bu kız çocuğu hayat kadınlığı ve şarkıcılık yapan Uğur’un, hamileyken yediği dayaktan dolayı sağır ve dilsiz doğan kızı Çilem’den başkası değildir. Uğur’a kol kanat gerip onun yanından ayrılmayan Bekir ona sırılsıklam âşık olsa da Uğur’un hapishanedeki sevgilisi Zagor’un tehlikesini göz ardı edemez. Zeki Demirkubuz’un ustalık eseri olan Masumiyet, bizlere bu üç karakterin (Yusuf, Uğur, Bekir) kesişiminin ve etrafında dönen olayların yanı sıra aşk uğruna masumiyet ilkesinin nasıl çabucak terk edilebileceğini anlatır.

Masumiyet en basite indirgersek sadece 2 yaşam stilini ele alıyor; konuşanlar ve konuş(a)mayanlar.

Filmdeki karakter dengesi de bunun üzerinden sağlanıyor aslında. Hatta filmde konuşabilen taraf sağlıksız olduğu için konuşamayan taraf ilişkiyi yükleniyor ve elinden geldiğince sağlıklılaştırmaya çalışıyor. Bekir ve Yusuf’un bu kadar iyi anlaşması ve Bekir ve Uğur’un anlaşamamasının en derinlerinde bu yatıyor.

Çocuk-aile ilişkileri temsilinde de fiziken sağır ve dilsiz olan bir kız ile ruhen sağır ve dilsiz olan bir oğlan görüyoruz. Bu engellerde rol alan en büyük sebep yetiştirilme şekli ve hem çocuğun hem ebeveynlerin başından geçen olaylar. Detaylandıracak olursam böyle öncüllerle örnekleyebilirim:

I. Annesi konuşabilen, babası konuşamayan ve onun yerine şiddete başvuran bir kızın doğuştan sağır ve dilsiz doğması.
ll. Gerçekleştirdiği bir eylem yüzünden dilsiz olan annenin, karısının gerçekleştirdiği aynı eylem yüzünden öfkeden kudurmuş babanın annesinin izinden giden ve sonradan sağırlaşıp dilsizleşen oğlu.

Uğur’un sorgu sahnesindeki kapı arası çekiminde kapının açıldığını ve polis memurunun o kapıyı kapattığını görüyoruz. Bu sahne Uğur’un konuşabilen bir karakter olduğunu fakat konuşmasına izin verilmediğini ve yüzüne sürekli bin bir türlü kapının kapatıldığını gösteriyor.

Bana kalırsa bu bir kıskançlık hikayesi değildi Bekir ve Yusuf arasındaki denge şaşmaya başladığı an hemen toparlıyordu kendini. Yusuf konuşabilmek istiyor ama korkuyor, Bekir de korkudan ve başkalarının alttan almasından beslenerek konuşmaya devam etmek istiyor, böylece ikisinin arasındaki denge kolayca korunuyor. En azından aşk işin içine girmediği sürece.

Hikâye ilerledikçe Bekir ve uğur arasındaki kavgalar sıklaşmaya başlıyor. Bekir de Uğur da elde edemedikleri her şey için birbirlerine hakaret edip küfürler savuruyorlar. İkisi de sesi çıkan karakterlerden oldukları için haliyle uğur Bekir yerine sesini çıkaramayan Yusuf’u tercih ediyor. Ve sağlıksız bir ilişkinin yerini konuşamayan sayesinde sağlıklısı alıyor.

Yan hikayelerden biri de Bekir’in yarattığı boşluğu Yusuf’un doldurmaya çalışması süresince Uğur’a âşık olmaya başlaması ya da aşık olması gerektiğini düşünmesi ve Uğur’un mesleki travmaları ve aşkı hiç gerçek anlamda tatmaması sonucu bu duyguların gerçekliğini reddedip hem kendi aşkından hem de Yusuf’un aşkından kaçması.