Home > İnceleme - Analiz > İnceleme: Everything Everywhere All At Once

İnceleme: Everything Everywhere All At Once

Hikaye Anlatımında Farklı Bir Boyut

Kimileri fazla abartılmış bulsa da bana göre çoklu evrenler konusunu işleyen en özgün film olabilir. Üstelik karmaşık ve kaos dolu konusuna rağmen hiç teklemeden adım adım kurguladığı senaryoyla hikaye anlatımı konusunda çoğu yönetmene ders niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Filmin merkezinde Çin’den Amerika’ya çalışmak için gelmiş göçmen bir aile var. Oyuncuların genelinin Asyalı olması ve Hollywood kokmayan popülerlikte olmalarından kaynaklı olarak bu dinamikler oyuncuların yetenekleriyle birleşince oldukça gerçekçi bir aile tablosu sunuyor.

c6d218a4 eeaao rock scaled 1

Kendi içlerinde belli sorunlarla cebelleşen sıradan bir ailenin farklı evrenlere nasıl yolculuk yaptığını filmle ilgili çok bilgi vermeden açıklayacak olursak muadillerine göre absürt ve bilimkurgunun içine hiç dalmayan bir şekilde olduğunu söyleyebiliriz. Karakterlerimizin farklı yeteneklerinin olması için kendi evreninden uzaktaki bir evrene sıçrama yapması lazım, eğer uzağa sıçrayamazsa zaten kendine uzak olmayan bir versiyonuyla yer değiştirmiş olur ve bu da işine yaramaz. Bu yüzden sıçrama yapmak için ne kadar saçma bir şey yaparsa o kadar uzaktaki bir evrene gidip orda geliştirdiği yeteneklerini kullanabiliyor. Bütün bunlar birleştiğinde filmin kendini çok ciddiye almadan bize bir sinema şöleni yaşatmaya çalıştığını anlayabilirsiniz.

Biraz daha derine inersek, filmde simit ve oynar göz tam olarak zıttır, simit merkezde siyahken ortası beyazdır, oynar göz de merkezinde beyaz ortasında siyahtır. Her biri filmdeki temel çatışmanın bir yanını simgelemektedir. Simit imgesi, Joy’un hayatın anlamsız olduğu, dolayısıyla aşk ve bağlılık gibi şeylerin de anlamsız olduğu inancını temsil eder. Oynar göz, Waymond’un herhangi bir durumun iyi tarafını bulma ve hayattaki iyiliğe odaklanma yeteneğini temsil eder. Her iki felsefe de hayatın geçici olduğu fikrine dayanır fakat zıt sonuçlara sahiptir. Evelyn ortada kaldığı için ilk başta simite çekilir. Ancak Waymond ona içini açtıktan sonra hayatında neyin takdir edilmeye değer olduğunu anlar. Yönetmenler bunu, Waymond’un çamaşırhanelerine yaydığı aptallığı, oynar göz yapıştırmasıyla ifade etmişler.

Farklı evrenlerde gezerken başka yönetmenlerin filmlerine atıflar yapılması ve bunu hiç yapmacık olmadan senaryoya yedirerek göstermesi 2001 A Space Odyssey ve In the Mood for Love aşığı olan benim en sevdiğim kısımlardı.

Seveni kadar sevmeyeninin de olduğu bu filmi önyargısız bir şekilde izlemenizi tavsiye ederim.

FP9rEARaMAEEmH

 


“Kalbimi bir kez daha kırmış olsan da söylemek istiyorum, başka bir hayatta seninle çamaşır yıkamayı ve vergi hesaplamayı çok isterdim.”