Home > Haberler > ‘Dedemin Evi’ belgeselinin Afiş ve Fragmanı yayınlandı!

‘Dedemin Evi’ belgeselinin Afiş ve Fragmanı yayınlandı!

“Dedemin Evi: Göçlerin ve Hatıraların İzinde Bir Yolculuk”

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle ve İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Çeşme Belediyesi, Balgöç, MNC İnşaat ve Megapol Kültür Merkezi’nin katkılarıyla hayata geçirilen Dedemin Evi belgeselinin afiş ve fragmanı izleyiciyle buluştu.

Ragıp Taranç ve Gülten Taranç’ın yönetmenliğini üstlendiği, 72 dakikalık belgeselin senaryosu belgeselin senaristi Buğçe Çalışkan’ın aile hikayesinden esinlenerek oluşturuldu. Taranç&Taranç Film yapımı olan belgeselin özgün müziklerine Berrak Taranç imza attı. Yapımcılar arasında Av. Sema Pekdaş, Prof. Eylem Atakav ve Doç. Dr. Hilal Süreyya Yılmaz yer alırken, görüntü yönetmenliğini Ozan Yılmaz, kurgusunu ise Fatoş Yapıcı üstlendi.

Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan arasında uzanan bir hikaye…
Dedemin Evi, göçlerin, aidiyetin ve kaybolan evlerin izini süren etkileyici bir yolculuk sunuyor. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ardından Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Şevket Evren ve 1989’da Bulgaristan’da Türk azınlığa uygulanan asimilasyon politikaları nedeniyle İzmir’e göç eden Ali Çalışkan’ın hikayeleri belgeselin merkezinde yer alıyor.

Buğçe, İzmir’den başlayıp Yunanistan’ın İskeçe sokaklarına ve Bulgaristan’ın köylerine uzanan bu yolculukta, geçmişin sessiz tanıkları olan eski evler, tren istasyonları ve dar sokaklar arasında ailesinin kayıp aidiyetini ve yeniden inşa edilen kimliğini keşfediyor.

Göçlerin ve kimliğin izinde bir belgesel

“Dedemin Evi”, göçlerin sadece bir yer değiştirme değil, kimliklerin ve anıların taşındığı bir süreç olduğunu vurguluyor. Tarihsel bağlamıyla olduğu kadar duygusal derinliğiyle de dikkat çeken belgesel, aidiyet ve geçmiş üzerine düşünen bir hikaye sunuyor.

Dedemin Evi, önümüzdeki dönemde ulusal ve uluslararası festivallerde izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor.

Sinopsis: Buğçe, köklerinden koparılmış toprakların hikayesinde kendi geçmişini bulmaya, göçlerin ve hatıraların izlerini taşıyan bir yolculuğa çıkıyor. İzmir’den başlayan bu yolculuk, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın ardından Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan dedesi Şevket’in hatıralarını takip ederek Yunanistan’ın eski sokaklarına, unutulmuş evlerine uzanıyor. Ardından 1989’da Bulgaristan’daki Türk azınlığa yönelik asimilasyon politikalarının zorladığı göçle babasının ailesinin kök saldığı topraklara, Bulgaristan’a varıyor. Farklı yıllarda ve nedenlerle başlayan bu göçler, Buğçe’yi bir ailenin kayıp aidiyetini ve yeniden inşa edilen kimliğini anlamaya yöneltiyor. Aidiyetin, kimliğin ve kaybolan evlerin peşinden giden Buğçe, dedelerinin evlerine uzanan yolları ve o yolların bize anlattığı hikayeleri arıyor.