El Exilio de Gardel, Tangos, Arjantinli yönetmen Fernando E. Solanas’ın yönettiği 1985 yapımı bir filmdir, Venedik Film Festivali’nde jüri özel ödülü kazandığı Tangolar, Gardel’in Sürgünü filminde Genet, Bunuel ve Eisenstein’den beslendiğini ifade etmiştir. Fernando ‘Pino’ Solanas; La Hora De Los Hornos (1968), El Viaje (1992), Sur (1988) gibi Latin Amerika tarihinden izler taşıyan filmlerin yönetmenidir. ‘’ Latin Amerika halkı hem içeride hem dışarıda her zaman yeni sömürgeci gücün baskısı altında sürgün hayatı yaşadı.’’ Üçüncü sinemaya doğru film akımının manifestosunu yazmış, politik sinemanın önemli temsilcilerinden biridir. Yaşamının bir kısmı diğer Latinler gibi sürgünlerde geçmiştir. 2020 yılında Paris’te yakalanmış olduğu koronavirüs salgınını atlatamamış ve yaşama veda etmiştir.
Film, Arjantinli ve Uruguaylı göçmen ve mültecilerin Paris’te kendi dillerince ağıdını simgeler. Tango, Latinler için direnişin, mücadelenin, komedi ve trajedinin bir sembolü oluyor Paris’te sürgünde. ‘’Tüm sürgünlerin, mucizelerin ve sefaletin başkenti Paris.’’ Meleklerin tangosu, Juan Uno’nun şiiri, Sürgünden mektuplar, Uno Buenos Aires’te, Günlük drama tangoları, İki sürgün, Devamsızlıklar, Çılgın Milongo, Şarkıcının hayaleti, Tango-dy’nın sonu, Yalnız ve Eve dönüş gibi bölümlerden oluşmaktadır.
Arjantinli tango yıldızı Carlos Gardel’e adanmış bir tango balesi sunmaya karar vermiş sürgündeki Latin sanatçılarla sahne açılır. Sürgünde bir kadının kızı olan Maria, hikayeyi anlatır bize. Juan Dos’un yazdığı oyunda başroldedir. Buenos Aires ulaşılması gereken ev gibi temsil edilmiştir, film boyunca. Umutla sarılmış hüzün eşlik etmektedir bizlere. ‘’Yaşayacak o kadar çok yolumuz var ki hiçbir trajedi çok uzun sürmez.’’ Borges’ten Cortazar’a, Marquez’den Gardel’e sürgünlerde yaş alan Latinlerden bahsedilir. Gerek dansları gerek müzikleri ve diyalogları ile güzel bir ahenk yakalanmıştır.
İyi seyirler.