Dünya sinemasının en iyi yönetmenlerinden biri olan Japon yönetmen Akira Kurosawa, 57 senelik sinema kariyerinde toplam 30 filmin yönetmenliğini yaptı. Film çekimlerinde her şeye hakim olmak istemesi ve setteki diktatörlüğü ile de çok konuşulan Kurosawa, dünya sinemasından pek çok yönetmene de ilham olmuş bir isim. Kurosawa’nın en iyi filmleri listesini yapmak oldukça zor, zira yönetmenin hemen her filmi ilgi çekici ve güzel. Usta yönetmeni, listeyi yaparken zorlandığımız 10 filmiyle anıyoruz.
Seven Samurai – Yedi Samuray
Film, üç saati geçen uzunluğuna rağmen özellikle zamanında kaliteli örneklerine rastlamanın zor olduğu savaş ve ‘aksiyon’ sahneleri en dikkatsiz seyircinin bile ilgisini ayakta tutacak pek çok detay içerirken bir yandan da anlattığı hikayenin bütünlüğünden ve sinematografik kaliteden ödün vermeyen bir başyapıt.
Rashômon – Raşomon: Sarı Irkın Şehveti
Bir kişinin ormanda cesedi bulunmuştur. Bu ölen adamın karısına da tecavüz edilmiştir ve bütün kasaba polisi bu olayı yapanları aramaktadır. Olayı gören üç şahit vardır: bir seyyah, bir köylü ve bir eşkıya. Bu üç kişi, teker teker ifadelerinin dinlenmesi için çağrılır ancak tecavüz edilen kadın da dahil hepsi olayı farklı bir şekilde anlatmaktadır. Böylelikle içinden çıkılması zor bir durumla karşı karşıya kalınır. Acaba olay nasıl olmuştur ve katil kimdir?
Ikiru – Yaşamak
Berlin Film Festivali’nden ödülle dönen, Kurosawa’yı dünya sinemasına tanıtan filmlerden biri olan Ikiru, kanser olduğunu öğrenen Kanji adlı bir adamın hayatı sorgulamasını konu ediniyor.
Ran
Shakespeare’in Kral Lear adlı oyununun serbest bir uyarlaması niteliğinde olan Ran, aynı zamanda Oscar ödülü de kazanmış bir yapım. Bir rivayete göre yönetmen filmin en başında yer alan bulut çekimi için tam seksen beş gün boyunca aynı çekim yerine gidip beklemiştir. Film ayrıca yüzyılın en iyi beş savaş filmi arasında gösteriliyor.
Yôjinbô – Yojimbo
Yetenekli bir samuray olan Sanjuro Kuwabatake, iki gangster tarafından yönetilen ve iki gruba bölünmüş bir kasabaya gelir. Sanjuro Kuwabatake, kasabada sürekli bir korkuya sebep olan bu suç patronlarına karşı bir oyun oynamaya karar verir. Amacı, kasabayı özgürlüğüne kavuşturmaktır. Film, tema olarak vahşi batı ve özellikle John Ford’un yönettiği filmlere esinlenmeler içermektedir.
Kagemusha – Gölge Savaşçı
Gerçek bir öyküden uyarlanan Kagemusha, Shingen Takeda’nın ölümünün bir süre gizlenmesinden sonra, yerine ona çok benzeyen bir hırsızın geçerek Kai bölgesinin daimyoluğunu Shingen Takeda olarak üstlenmesi konu edilmektedir. 16. yüzyıl Japonya’sının parçalı bulutlu siyasi ikliminin ve köklü Japon geleneklerinin, bireyin iç dünyasına olan etkisinin muhteşem bir görsellikle sunulduğu film, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’yi kazanmıştı.
Dersu Uzala
Vladimir Arsenyev’in anılarından yola çıkılarak çekilen Dersu Uzala, Akira Kurosawa’ya En İyi Yabancı Film Oscar ödülü kazandırdı. Film, yönetmenin en önemli çalışmaları arasında yer almakta, pek çok kaynakta sinema sanatının başyapıtları arasında gösterilmektedir.
Throne of Blood – Kanlı Taht
Shakespeare’in Macbeth’inin Orta Çağ Japonya’sına uyarlaması olan Kanlı Taht filminin başrolünde Toshirō Mifune yer alıyor.
Madadayo
Akira Kurosawa’nın yönettiği son film olan Madadayo, 2. Dünya Savaşı sırasında emekli olmuş, öğrencileri tarafından çok sevilen yaşlı bir öğretmenin hayatını konu ediniyor.
Hakuchi – Budala
Dostoyevski’nin 1869’da yazdığı aynı adlı romanından Japon yönetmen Akira Kurosawa tarafından uyarlanan Budala filminin özgün ilk hali 265 dakikalık uzunluktadır. İki bölüm halinde gösterime verilmesi düşünülen film, stüdyo tarafından çok uzun bulunur ve yönetmenin tüm itirazlarına rağmen yeniden kurgulanması istenir. Stüdyo filmin yeni halini de uzun bulunup tekrar kısaltmak isteyince Kurosawa öfke içinde “Bari filmi uzunlamasına keselim olsun bitsin!” diyerek tepkisini belirtmiştir. Filmin bugün eldeki kopyaları 166 dakikadır ve 265 dakikalık orijinal versiyonu kayıptır.